OKTAY CANDEMİR
Türk televizyonlarının efsanevi bir anını daha yaşadık. Ne Sadettin Teksoy, ne Uğur Dündar, bu kadarını yapmadı. Gazeteci Ahmet Hakan, canlı yayında, Gabbar'dan çıkan petrolü koklayarak tarihe adını yazdırdı.
Bir gazeteci, bir "saray kuklası" olarak, bu kadar büyük bir sorumluluğu üstlenmiş ama ben olsam bu görevi Aydın Aydın'a verirdim. Aydın Aydın, bırakın koklamayı, Reisin gözüne girmek için içer, bizde ondan kurtulmuş olurduk. Burada Aydın Aydın'ın hakkının ciddi manada yenildiğini düşünüyorum. TRT Kurdi'ye çıkar, petrolü içe içe; 'Çepik' derdi.
AKP döneminde bu ilk buluş değil tabi. Daha öncede gaz çıkardıklarını iddia etmişlerdi. Neyse ki, onu henüz koklayan olmadı. İşte Aydın Aydın, tam da bu göreve layık. Çağırsınlar televizyona... Çıkan gazı en iyi biçimde koklayacağından zerre kadar şüphem yok!
Tarihte petrol bulanlar yalnızca AKP’liler değil tabii ki. 1957'de, Celal Bayar ve Adnan Menderes liderliğindeki Demokrat Parti iktidarı da aynı şekilde “Petrol bulundu!” diye bir müjde vermişti. O zamanlar da bir kriz vardı, Ekonomik kriz, Ortadoğu’da kriz… Tam da o sıralarda bir açıklama yapıldı: “Trakya’da zengin petrol bulundu... Ama aradan geçen 68 yıla rağmen bir daha da o petrolden haber alınamadı.
Tabi; benzin-mazot denilince ' rahmetli' Başbakan Süleyman Demirel'i anmamak olmaz. O bu petrol işini en samimi şekilde ele almış, bu konuda bırakın yalan söylemeyi, dosdoğru “Benzin vardı da, biz mi içtik?” demişti. Evet, “Yok kardeşim yok, ne yapayım” diyerek çıkıp alenen itiraf eden ilk Başbakandı! Dürüst davranmış: O da çıkıp, Kaz Dağlarında petrol bulduk diyebilirdi pekala!
Ülkenin siyaseti böyleyken ülkenin sanatçısı boş durur mu? Ajda Pekkan, 'Sana sana muhtacım petrol' şarkısıyla Tam 44 yıl önce Eurovision Şarkı Yarışması'na katıldı. Türkiye bu yarışmada 15. oldu. Zeki-Metin ikilisi evlerinin bahçesinde petrol bulunan film bile çekti. O derece petrole muhtaçtık yani.
Gelgelelim bugüne...
Gabbar’daki petrol keşfi de tamamen bir aldatmaca. BBC’ye konuşan enerji uzmanları ne diyor? “Henüz keşif aşamasındaki sahada, bir kuyu üzerinden yapılan günlük 100 bin varil üretim açıklaması doğru değil.” Yani, Gabbar’daki o petrol çıkışı, bir hayal ürünüymüş. Hatta uzmanlar, bir sahada petrolün tamamının alınamayacağını, her zaman bir kısmının yerin derinliklerinde kaldığını söylüyor. En iyi koşullarda bile, petrolün sadece %30’unun alınabileceğini belirtiyorlar. Ama tabi, %60’lık üretim açıklamaları? Yani, bu kadar da abartı olmaz!
Alavere dalavere... Bunu kimse yutmaz diyecem ama bu ülkenin bir yüzde 50 gerçeği aklıma geliyor, diyemiyorum.
Geçen yılda Uzay'a gitmişlerdi. Astronot Alper Gezeravcı, uzaya çıkar çıkmaz 'İstikbal göklerdedir' şeklindeki Atatürk sözünü söylemişti. Gezeravcı; uzay aracında 'Uzun ince bir yoldayım' türküsünü dinlemiş, efkarla gittiği uzaydan 'Evreşe yolları dar' türküsünü dinleyerek geri dönmüştü. Türkiye'ye gelir gelmez, dostlarıyla rakı içmeye gitmişti.
Eski Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, petrol arama çalışmalarına ilişkin yayınlanan 'Burası çok önemli' isimli kitabında 'Taşı sıksak petrol çıkarırız, ülkemizin taşı toprağı petrol' diyerek çıtayı en yükseğe koydu ama ülkenin canını çıkardı. Burası dediği yerin neresi olduğunu kimse anlayamadan Bakanlıktan azledildi ve o günden yana görünmüyor. Muhtemelen gizli görevli olarak bir yerlerde petrol arıyordur!
Ve tabii ki, Ahmet Hakan! Ahmet Hakan, program boyunca bir su şişesine konulmuş petrolü özenle tutarak, sanki dünyayı kurtarıyormuş gibi bir hava yaratmaya çalıştı. Dökülse, bir daha Gabbar’dan petrol çıkmayacakmış gibi, o bardağı titizlikle tuttu. Petrolün kokusuna dair teoriler geliştirdi; “Rengi böyle siyah olunca, petrol daha mı kaliteli oluyor?” şeklinde garip sorulardan anladığım, konudan bihaberdi.
İnsan, bir çiçeği koklar, yağmur sonrası toprağı koklar, var ise evladını koklar... Sırf Yağcılarda inmek için petrol koklanır mı? Konu Ahmet Hakan ise koklar. Paranın kokusunu aldığı an önüne ne çıkarsa koklayacak türden ve koku alma duyusu oldukça gelişkin bir gazeteci.
Gabbar’daki petrol mesaisi, bir başka büyük aldatmaca. Bizler, burada, “petrol koklama” seanslarını izliyoruz. Petrolden daha çok anlamaya başlayan tek kişi ise, şüphesiz Zahmet Hakan’dır! Belki de ilerleyen yıllarda, “petrol koklama”nın ne kadar büyük bir bilim dalı olduğunu keşfederiz. Kim bilir? Ama bir şey kesin: Bu petrol işi, yine her zaman olduğu gibi, yok!... Tunne!