4 Mayıs 2025 Pazar
DOLAR 38.60 ₺
EURO 43.65 ₺
STERLIN 51.36 ₺
G.ALTIN 4,017.28 ₺
BTC 96,305.57 $
ETH 1,825.09 $
BİST 9,167.58

    Oktay Candemir: Örgüt Bahane, Kayyum Şahane

    Gündem 309
    Yayınlama: 24 Şubat 2025 Pazartesi 13:36 Kaynak: Haber Merkezi Editör: Oktay Candemir

    Gazeteci Oktay Candemir, bugünkü yazısında kayyum atamalarının nedenlerini yazdı.

    Oktay Candemir: Örgüt Bahane, Kayyum Şahane



    Hakkari Belediye Eş Başkanı Mehmet Sıddık Akış’ın 2010 yılında hakkında “FETÖ’cü” olduğu belirtilen hakim ve savcıların açtığı davadan tam 14 yıl sonra, 2024’te Belediye Eş Başkanı olmasıyla birlikte, birden bire karar alındı ve hapis cezası verildi. 

    Siirt Belediye Eş Başkanı Safiye Alağan da 2022’de gazetecilik faaliyetleri nedeniyle hakkında dava açılırken, Belediye Eş Başkanlığı görevine gelir gelmez yargı hızla cezasını kesiyor ve kayyum atanıyor. Türkiye'de iki-üç yılda karar verilen siyasi dava sayısı oldukça azdır.

    Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Abdullah Zeydan’a açılan dava ise 2016’da başlıyor. Tam 9 yıl boyunca karar bekleyen dosya, Zeydan, Eş Başkan olduktan sonra birdenbire sonuçlanıyor, ceza verilerek kayyum ataması yapılıyor.

    Son olarak, Kağızman Belediye Eş Başkanı Mehmet Alkan’ın durumu dikkat çekiyor. 8 yıl önce, husumetli iki aile barış sağlanması için Alkan’dan aracı olmasını. Olay küçük bir yerleşim yerinde gerçekleştiği için herkes akraba, dost... Telefonlar dinlemelerine takılan bu görüşme üzerine Alkan’a “örgüt üyeliği” suçlamasıyla dava açılıyor. 2020’de başlayan davanın ardından, 5 yıl sonra Alkan, Eş Başkan olduğunda ise hızla hapis cezası verilip kayyum atanıyor.

    Peki, böyle hızlı karar verilecek dosyalar ise neden bunca yıl beklediniz?

    Peki, bu kişiler Belediye Eş Başkanı olduklarında ne yaptılar? Hangi suçları işlediler? Bir yıl içinde suç bulamayınca, iflas eden esnaf gibi eski dosyalar karıştırıldı ve cezalar verildi. Asıl mesele, kayyum atamanın gerekçesi değil, geçmişin tozlu raflarından çıkarılıp bu kişilere suç yüklenmesidir. Çünkü bu tür süreçlerde, belediye başkanlarının görev süresi boyunca işledikleri suçları esas alır ve eğer suç işlemişse, buna göre işlem yapılır. 15 yıl önce açılan bir dava nedeniyle bir belediye başkanının görevden alınması kabul edilemez.

    Eğer geçmişe gidip seçme-seçilme hakkını sorgularsanız, Türkiye’de “temiz sicil” bulmak imkansızdır. Özellikle zulme uğramış Kürtler hakkında açılmamış dava yoktur. 14 yaşına basar basmaz gözaltılar, işkenceler, davalar başlıyor zaten. 

    Bir yetkili, MİT, JİT, Emniyet istihbarat gibi kurumlar, “DEM’li belediyelerde örgüt bağlantısı” olduğunu iddia edebilir mi? Hayır, bulamazlar... Çünkü böyle bir şey yok. Geçmiştede yok!

    Bir güvenilir kaynağım, İçişleri Bakanlığı’na bağlı müfettişlerin, 6 ay önce “Van’daki DEM’li belediyelerde bir örgüt bağlantısı var mı?” diye Vali Ozan Balcı'ya sorduklarını aktarmıştı. Vali Ozan Balcı da böyle bir durumun olmadığını ve şu ana kadar örgütle ilgili bir olay yaşanmadığını belirtmiş. Ancak, aynı vali, 15 Şubat’ta “örgüt suçundan” hapis cezası alan Van Büyükşehir Belediyesine kayyum olarak atanıyor.

    Yerelde yaşayan herkes şunu çok iyi bilir: AKP il örgütleri, kayyum atanması için Ankara’ya yoğun baskılar yapıyor. Hükümet ise onları memnun edebilmek adına kayyum atayarak belediyeleri emanet ediyor. Tüm mesele, pastadan onların da pay almasını sağlamak. Aksi takdirde, il ve ilçe teşkilatları kazan kaldırıyor.

    İşin aslı şudur: Örgüt bahane, kayyum şahane.

    İlk Yorumu Sen Yaz
    code