3 Haziran 2025 Salı
DOLAR 39.26 ₺
EURO 44.98 ₺
STERLIN 53.27 ₺
G.ALTIN 4,260.85 ₺
BTC 105,240.34 $
ETH 2,526.24 $
BİST 9,008.87

    Mesut Bor yazdı: Kürdistan Hidrografyası Ekolojik Tehdit Altında

    Çevre 74
    Yayınlama: 25 Kasım 2024 Pazartesi 13:00 Kaynak: Haber Merkezi Editör: Oktay Candemir

    Son buzul çağının sona ermesi ile beraber dünya sıcaklık ortalamasında yaşanan artış, göçebe yaşayan insan topluluklarının yeni mekanları mesken tutmaları ve bu  mekanlarda keşfettikleri bitki ve hayvanları evcilleştirmeleri, yerleşik hayata geçmelerine  olanak sağlamıştır. 

    Mesut Bor yazdı: Kürdistan Hidrografyası Ekolojik Tehdit Altında

    MESUT BOR Y

     

    Son buzul çağının sona ermesi ile beraber dünya sıcaklık ortalamasında yaşanan artış, göçebe yaşayan insan topluluklarının yeni mekanları mesken tutmaları ve bu  mekanlarda keşfettikleri bitki ve hayvanları evcilleştirmeleri, yerleşik hayata geçmelerine  olanak sağlamıştır. 

    Yerleşik hayata geçişin ön koşulu olan tarım, daha güvenli ve düzenli bir besin kaynağı sağlayabilmesi için mesken tuttukları mekanların barınma ihtiyacını karşılayabilecek malzemelere, verimli topraklara ve zengin su kaynaklarına yakın yerler tercih edilmesini zorunlu kılmıştır. Bu bağlamda Mezopotamya, tarih boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış, bereketli toprakları ve
    stratejik konumu ile insanları kendine çeken bir bölge olmuştur.
    12 bin yıllık kesintisiz bir yerleşim yeri olan Mezopotamya'nın bu verimli toprağı ve zengin suyu, kaynağını Xarpet ilinin Xox ilçesinde doğan Dicle'ye, Agirî ve Erzirom'da doğan Murat ve Karasu nehirlerinin birleşmesiyle oluşan Fırat nehirlerine borçludur.

    Dîcle ve Fırat gibi
    sınır aşan su kaynaklarının paylaşımı, ülkeler arasında uzun süredir devam eden bir anlaşmazlık konusudur. Her ülke, kendi çıkarlarını ön planda tutarak su kaynaklarına daha fazla erişim sağlamaya çalışmaktadırlar. Bu nehirlerin Ortadoğu'nun en önemli su kaynaklarından biri olması, bölgedeki milyonlarca insanın yaşamı ve ekonomisi için hayati önem taşır. Fakat bu nehirlerin
    suları, siyasi çıkarlar ve bölgesel gerilimler nedeniyle sık sık suistimal edilmektedir. 

    Özellikle Dîcle ve Fırat Nehirlerinin kaynağını aldıkları Kürdistan hidrografyası kilit rol oynadığı için AKP-MHP iktidarı, nehirleri besleyen akarsular üzerinde inşaa ettikleri barajlar, su akışını kontrol etme ve su tahsisini azaltma gibi
    yöntemlerle su kaynakları, bir nevi siyasi baskı aracı haline getirerek bölgedeki ülkelerden de siyasi, ekonomik ve askeri imtiyazlar elde etmeyi amaçlamaktadır. Ancak, sonuçları tüm dünyayı etkileyeceği küresel bir sorun haline gelecektir. 

    İhmalin Belirgin Sonuçları:

    Nehirlerin akış düzeninin değişmesi, su kalitesinin bozulması, sulak alanların kuruması gibi durumlar, bölgedeki biyolojik çeşitliliği tehdit etmekte veekosistemin dengesini bozmaktadır.

    Su kıtlığı nedeniyle tarım arazileri verimsiz hale gelmekte ve insanlar geçimlerini sağlayamamaktadır. Bu durum, kırsal kesimden kentlere veya başka ülkelere kitlesel göçlere neden olmaktadır.

    Kirlenmiş su kaynakları, suyla bulaşan hastalıkların yayılmasına ve halk sağlığının tehlikeye girmesine neden olmaktadır.

    Nehirlerin çevresinde gelişen tarihi ve kültürel miras, su seviyelerindeki düşüş ve çevresel bozulma nedeniyle zarar görmektedir.

    Çözüm Önerileri:

    Su paylaşımı konusunda kalıcı çözümler üretmek için
    bölgesel işbirliği platformları oluşturulmalı ve bu platformlarda diyalog ve güven ortamı
    tesis edilmelidir.

    Uluslararası su hukuku çerçevesinde, sınır aşan su kaynaklarının adil ve eşit paylaşımı konusunda daha net ve bağlayıcı kurallar belirlenmelidir.

    Su kaynaklarının uzun vadeli sürdürülebilirliği için su kaynakları yönetimi planları hazırlanmalı ve bu planlar tüm muhatap olan ülkelerin katılımıyla uygulanmalıdır.

    Su tasarrufu sağlayan teknolojiler, su arıtma sistemleri ve su geri dönüşümü gibi uygulamalar, su kıtlığının etkilerini azaltmaya yardımcı olabilir.

    Suyun önemi ve kıtlığı konusunda toplum bilinçlendirilmeli, sutasarrufu konusunda bireyler ve kurumlar teşvik edilmelidir.

    Son olarak, Dîcle ve Fırat nehirlerinin siyasi amaçlarla ihmal edilmesi, bölgenin geleceği için
    ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Bu sorunun çözümü, sadece teknik değil aynı zamanda siyasi, sosyal ve ekonomik boyutları olan karmaşık bir süreçtir. Tüm paydaşların işbirliği içinde hareket etmesi ve sürdürülebilir çözümler üretmesi gerekmektedir.

     

    İlk Yorumu Sen Yaz
    code